Yaratıcı yazarlık eğitiminin tıpkı müzik, resim ve tiyatro gibi bir sanat eğitimi olduğunu vurgulayan Murat Gülsoy, “Yaratıcı yazarlık öykü ve roman sanatını öğretme sanatıdır. Diğer sanat dallarında eğitime karşı çıkılmadığı gibi yaratıcı yazarlık eğitimine de karşı çıkılmamalıdır. Hatta üniversitelerde yaratıcı yazarlık bölümleri açılmalıdır” dedi.
Bilgi Üniversitesi Yaratıcı Yazarlık Kulübü tarafından düzenlenen “Yaratıcı Yazarlık Nedir, Ne Değildir?” sempozyumuna katılan Murat Gülsoy yaratıcı yazarlık kavramının tartışılmasının zorunluluğu olduğunu vurgulayarak “İşini iyi yapmayan yaratıcı yazarlık atölyeleri nedeniyle insanlarda bir memnuniyetsizlik var. Yaratıcı yazarlık eğitimi bir sanat eğitimidir ve konusunda ehil insanların bu eğitimi vermesi gerekir. Dürüstlük en önemli kıstas olmalıdır. Peki sanat eğitimi mümkün müdür? Buna hayır demek kolaycılık olur. Tıpkı diğer sanat dallarında (resim, müzik, heykel gibi) olduğu gibi yazarlık eğitimi de atölyede öğrenilebilir. Yaratıcı yazarlık öykü ve roman sanatını öğretme sanatıdır. Resim, müzik gibi sanat dalları için açılan atölyelere kimse karşı çıkmazken yaratıcı yazarlık kavramına karşı çıkılmasını anlamak mümkün değil” dedi.Sınırlar yaratıcılığı harekete geçiriyor
İnsanın yaratıcılığının bir sınırla, sınırlamayla karşılaştığında ortaya çıktığını vurgulayan Murat Gülsoy, “Sınırların yaratıcılıkla ilişkisi olduğunu gözlemledim. Eğer bir insana sınır koyarsanız hayal gücü çalışmaya başlıyor ve bu sınırı aşmak, soruna çözüm üretmek için harekete geçiyor. İşte tam bu noktada yaratıcılık oluşmaya başlıyor” dedi.
Yaratıcı yazarlık atölyelerinin modern toplumun bir ihtiyacı olduğunu belirten Murat Gülsoy “Eskiden yazar olmak isteyenler, yazarların müdavimi oldukları mekanlara gider, yazdıklarını göstermek, onlardan bir şeyler öğrenmek için fırsat kollardı. Bu yöntemin çok doğru olmadığını düşünüyorum. Şimdi ise böyle ortamlar kalmadı ve yazar olmak isteyenler bu ihtiyaçlarını yazarlık atölyelerinde karşılıyorlar” dedi.
Yazarlık atölyelerinden yazar çıkar mı?
Edebiyat ortamlarında çokça sözü geçen “Yazarlık atölyelerine gelenler yazar olur mu?” sorusuna yanıt veren Murat Gülsoy, “Tıpkı sanat akademisi gibi düşünelim. Mezun olunca herkes ressamlık teknikleriyle donatılıyor ama aralarında ressam olarak bazı kişiler öne çıkıyor. Kanımca yazarlık istek, heves ve arzu ile çok ilintili. Eğer yazar olmak isteyen biri arzuluysa bir şekilde isteğine kavuşacaktır. Ancak başkası sizin içinizde bu arzuyu doğuramaz. Atölyede bir bakış açısı kazanabilirsiniz, çok yetenekli de olabilirsiniz ama arzunuz yoksa yazar olamazsınız” dedi.
Yaratıcı yazarlık atölyelerinde eğitim ve kalite standartının tuturulması gerektiğini söyleyen Murat Gülsoy “Resimi müzik ve tiyatro gibi üniversitelerde yaratıcı yazarlık bölümleri açılmalı. Böylelikle yaratıcı yazarlık alanında eğitim kalitesi üst seviyelere çekilecektir” dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder