22 Mart 2015 Pazar

Orhan Pamuk’a göre yazarlık!

Yaratıcı yazarlık seminerine katılan Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk yazarlığın herkesin bildiği şeyi, herkesin bilmediği şekilde anlatmak olduğunu söyledi.





Bahçeşehir Koleji tarafından düzenlenen Yaratıcı Yazarlık seminerlerinin ikincisine Nobel Ödüllü Orhan Pamuk katıldı. Orhan Pamuk, seminerde son romanı Kafamda Bir Tuhaflık’ı yazma sürecini anlattı.

Orhan Pamuk’tan yazarlık tavsiyeleri
Seminerde yazar olmak isteyen öğrenciler için yazarlık tavsiyesi veren Orhan Pamuk öğrencilere hayallerinin peşinden gitmesini söyleyerek “Söylenen lafları palavra buluyorum diyorsanız, etrafınızla uyuşmuyorsanız ve sıradan hayatın sıkıcılığına isyan edip hayallerinizin peşinden gidiyorsanız bu iyi bir şeydir. Yazarlık, kafanızdan geçen şeylere sadık kalmaktır. İnsan kafasında inandırıcı kahramanlar yaratma sanatı olan romancılık, herkesin bildiği şeyi, herkesin bilmediği şekilde anlatmak demektir” dedi.

Seminerin tamamını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.
Devamını Oku

8 Mart 2015 Pazar

Orhan Pamuk yaratıcı yazarlık seminerinde

Orhan Pamuk Bahçeşehir Koleji’nde yaratıcı yazarlık seminerine katılacak.

Bahçeşehir Koleji yaratıcı yazarlık seminerlerine devam ediyor. İlk seminere ünlü yazar Elif Şafak konuk olmuştu. İkinci seminere ise Nobel Edebiyat ödülü sahibi yazar Orhan Pamuk katılacak. 11 Mart Çarşamba günü Bahçeşehir Koleji Konferans Salonunda düzenlenecek yaratıcı yazarlık semineri saat 14.00’te başlayacak.

Orhan Pamuk Bahçeşehir Koleji

Devamını Oku

4 Şubat 2015 Çarşamba

Yaratıcı yazarlık atölyelerinde ne öğretilir?

Yazar Feridun Andaç yaratıcı yazarlık atölyelerinde yazarlığın öğretilmediğini ancak yazmanın öğretilebileceğini söyledi.

Aynı zamanda yaratıcı yazarlık eğitimi veren yazar Feridun Andaç, cevap.tv tarafından yapılan röportajda yaratıcı yazarlık atölyelerinde ne öğretildiğini anlattı. Yaratıcı yazarlık atölyelerinde yazarlığın öğretilmediğini vurgulayan Andaç şunları söyledi: “Yazarlık başka yazarların yazdıklarından öğrenilebilir. 'Gel ben sana yazarlığı öğreteceğim' demek absürd bir şey. Ben atölye çalışmalarımda da bunu söylemiyorum. Yazma, resim yapma, müzik aleti çalma öğretilebilir. Bunları öğrenmesi o insanı ne yazar yapar, ne ressam ne de müzisyen. Önce o enstürmanı çalmayı öğreneceksiniz sonra onunla bir müzik eseri icra edip edememe yeteneğiniz var olup olmadığını göreceksiniz. Bunun yolu da okumaktan, sürekli yazmaktan, araştırma yapmaktan, tutkuyla, sadakatle bağlanmaktan geçiyor. Atölyelerde yazmanın çıkış noktasının okumak olduğu, ama tutkulu, sabırlı ve sadakat gösteren bir okur nasıl olunur bu öğretiliyor.”

Atölyelerde yazma teknikleri de var!
Bir dönem benim de öğrencisi olduğum Feridun hocama ek olarak katıldığım diğer yazarlık atölyelerinde benim edindiğim izlenim benzer bir durum aslında. İyi bir okur olmadan iyi bir yazar olunmuyor. Bunun yanı sıra düzenli bir yazma alışkanlığı ve araştırma da olmazsa olmazların arasında.

Feridun Andaç’a ek olarak şunu söyleyebilirim; okuma dışında yine yazarların yazma tecrübelerinden devşirilmiş bazı yazma teknikleri de yazarlık atölyelerinden eğitmenler tarafından size aktarılıyor. Yazma teknikleri sayesinde daha kısa sürede etkin ve edebi değere yakın yazılar yazma şansını yakalıyorsunuz. Böylelikle yazma yetinizi geliştiriyor ve düzenli yazma alışkanlığı edinebiliyorsunuz. Tabi ki bu sizi yazar yapmıyor ama yazar olma yolunda önemli bir avantaja sahip oluyor, yolu biraz daha kısaltıyorsunuz.

Feridun Andaç’ın cevap.tv için hazırlanan yaratıcı yazarlığa ve yazma eğitimine ilişkin diğer videolarını aşağıdan izleyebilirsiniz.

Yaratıcı yazarlık atölyelerinde ne öğretilir?



Yaratıcı yazarlık nedir?



Yazar olabilmek için hangi özelliklere sahip olmak gerekir?


Öykü ile hikaye arasındaki farklar?



Öykü yazarken nelere dikkat edilmeli? 

Devamını Oku

6 Aralık 2014 Cumartesi

Bilgi Evi'nden Öykü Yarışması

Zeytinburnu Belediyesi genç kalemlere destek vermek ve edebiyata yeni eserler kazandırmak amacıyla öykü yarışması düzenliyor.

Gençlerin edebiyata, okumaya ve yazmaya olan ilgilerini artırmak için öykü yarışmaları çok önemli. Zeytinburbu Belediyesi tarafından düzenlenen öykü yarışması 6, 7 ve 8. Sınıf öğrencileri, lise öğrencileri, üniversite öğrencileri olmak üzere üç farklı grupta yapılacak. Yarışmaya son katılım tarihi 7 Ocak 2015.

Jüride kimler var?
İki eserle katılabilecekleri öykü yarışmasının jüri başkanlığını Prof. Dr. Fatih Andı yapıyor. Jüride ise Bestami Yazgan, Cemal Şakar, Necip Tosun, Güray Süngü, Akif Hasan Kaya ve Aykut Ertuğrul olacak.

Öykü yarışması ödülleri
Değerlendirme sonucunda her grupta birinci olan eser sahiplerine 5 bin TL, ikinci olan eser sahiplerine 3 bin TL, üçüncü olan eser sahiplerine bin 500 TL ödül verilecek. Ayrıca dereceye giren eserler haricinde her grupta ilk beş eser sahibi mansiyon ödülü olarak 500 TL ile ödüllendirilecek.

Yarışma hakkında detaylı bilgiyi buradan alabilirsiniz.
Devamını Oku

1 Aralık 2014 Pazartesi

Blog yazarlığına ilk adım!

Blog yazarı olmak, blog yazısı yazmak istiyorsunuz ama nereden başlayacağınızı, nasıl yazacağınızı bilmiyorsunuz. Blog Yazarlığına Giriş atölyesi ile blog yazısı yazmanın sırlarını keşfedin.

bilgisayar
Yeni bir tür olarak son yıllarda popüler olan blog yazarlığı size bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor. Ancak iyi bir blog yazarı olmak için tıpkı edebiyatın türlerinde olduğu gibi blog yazmanın da tekniğini ve duygusu yakalamak önemli. İlgi çekici konular bulmak, bu konuları mizahi, eğlenceli, şiirsel ya da bilgili bir dille okuyucuya aktarmak ve çok okunan, ilgi gören yazılar üretmek mümkün. Siz de iyi bir blog yazarı olmak, yazdığınız yazıların içerik ve teknik kalitesini artırmak, çok okunan bir blog yazarı olmak için Okay Karaçay ile Blog Yazarlığına Giriş atölyesine mutlaka katılın.

Blog Yazarlığına Giriş atölyesi, mevcut blogu olup yazma konusunda sıkıntı çeken kişilerin ya da blog yazmak isteyen ancak blog yazısı nasıl yazılır bilmeyen insanlara göre kurgulanmış bir atölyedir. Atölyenin süresi 4 hafta, haftada 3 saat olarak kurgulandı.

Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Devamını Oku

1 Ekim 2014 Çarşamba

Gölge yazarlık endüstrisi

Son yıllarda dünyada yeni bir yazarlık biçimi türedi. Kitap yazmak isteyip de buna yeteneği veya zamanı olmayanlar, tüm yükü gölge yazarlara (ghost writer) bırakıp kitaba kendi adını yazdırıyor. Ülkemizde de örnekleri olan bu gölge yazarlık mesleği bir endüstriye dönüşmüş durumda. Hatta ödül alan kitaplar bile var.

Gölge Yazarlık
Gölge yazarlık mesleğine baş koymuş Türk kökenli bir yayınevi ise bu işi şu cümlelerle özetliyor: “Kafanızda çok güzel bir roman konusu, harika bir hikâye ya da senaryo var. Ancak yazamıyorsunuz. Hayal etmek, kurgulamak ayrı, yazıya dökmek ayrı… Bir kitaplaştırıp bastırabilseniz var ya, bestseller olacak. Zengin, ünlü, popüler olacaksınız ama olmuyor, olmuyor… Sizin yerinize biz yazalım. Sizin isminizle yayınlansın. Okuyanlar size ‘helal olsun’ derken, siz içinizden bize teşekkür edin.”

Gölge yazar her alanda etkinlik gösterir!
Türkçede hizmet veren yazarlık şirketlerinden birine kulak verdiğimizde şu bilgilerle karşılaşıyoruz: “Gölge yazar, ilgili telif ve kullanım haklarını ücret karşılığı müşteriye devreder. Metin zaten o müşteriye özel olarak üretilmiştir. Çağdaş toplumlarda bir gölge yazar hemen her alanda etkinlik gösterebilir. Geleneksel olarak başkası adına konuşma metni yazan gölge yazarlar, artık bundan çok daha geniş bir uygulama sahasında faaliyet göstermektedir. Dillerden düşmeyen bir şarkının ya da örneğin bir ünlünün adıyla basılan bir kitabın bir gölge yazar tarafından üretilmiş olması günümüzde giderek daha sık rastlanan bir durumdur.”

Bireysel yapanlar ve yayınevleri de var!
Bu işin altını biraz daha didiklediğimizde ise şaşırtıcı notlar çıkıyor. Mesleği bireysel olarak yapanların yanı sıra bir şirket veya yayınevi bünyesinde ekip halinde bu işi ifa eden yazarlar mevcut. Gölge yazarlık, sizin adınıza kitap, roman, hikâye, senaryo, tez, köşe yazısı, konuşma ve sunum metni hazırlayan ve yayıncılık dünyasında bir hayli ilgi gören bir meslek artık.

Zaman Gazetesi'nde Musa İğrek imzasıyla yayımlanan Gölge Yazarlık Endüstrisi adlı yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Devamını Oku

İşin sırrı, yazdığını yırtıp atabilmektir

Can Dündar, Milliyet’teki Ada adlı köşesinde 15 Ekim 2006 tarihinde yayınlanan yazısında yazar adaylarına yol göstereceğine inandığı Orhan Pamuk’un nasıl yazdığını anlattığı söyleşini yayınladı.

Can Dündar
Can Dündar: Nobel ödüllü Orhan Pamuk'la yıllar önce TV için bir röportaj yapmış ve nasıl yazdığını anlatmasını istemiştim. "Yazıhane"sinde uzun uzun anlatmıştı. Kendisi için olduğu kadar Türkiye için de büyük önem taşıyan ödülü alınca bu söyleşiyi sizinle paylaşmak istedim. Belki yazar adaylarına yol gösterir...

Orhan Pamuk: Eskiden ben geceleri çalışırdım. Bütün şehir uyurken... Sabah 4'e kadar... Tam 4'te uyurdum. Bu 16 yıl böyle sürdü. Pek çok romanımın en iyi sayfalarını gece yarıları tam sessizlikte yazmışımdır. Fakat bir gün bir kızım oldu, okula gitmeye başladı ve benim de bütün hayatım değişti. Her sabah onunla birlikte 7'de kalkıp okula yürümeye başladım.

Ada eşeği gibiyim
Okuldan benim 'yazıhane'm aşağı yukarı 15 dakika... İstanbul'un en güzel bölgesinden, Beyoğlu'nun arka sokaklarından, Ceneviz havasının Levanten rüzgarlara karıştığı eski Rum apartmanlarının arasından, Ermeni kalfaların yaptığı binaların önünden geçerek, o gün yapacaklarımı planlayarak ve erken kalktığım için kendimden memnun olarak, sabahın sessizliğini, şehrin ilk kokularını, daha ısıtmayan güneşi hissederek, sokağı ezbere bilen ayaklarım, beni yoluna alışmış bir ada eşeği gibi yazıhaneme getirir."

Romanıma sabahlar hakim oldu
"Eskiden geceleri çalıştığım için şehrin karanlığını, gecesini bilirdim. Kimi zaman gece yazının başından kalkardım, Nişantaşı'nda, gece de açık olan sandviççilerden bir şeyler alırdım. Gece yarıları şehrin sokaklarına çıkan orospuları, arabaları, ne olduğu belirsiz, bağıra çağıra geçen çöp ve polis araçlarını, gece yarısı piyasaya çıkan köpek çetelerini tanırdım.

İstanbul'un gece sessizlikleri, neon lambalarının ancak gece fark edilen çıtırtısı, bir yerde bir kedinin devirdiği bir kutu, tek tük çöpleri karıştıran ve gündüzleri asla göremeyeceğiniz garibanlar... Bunlar romanlarımda çok yer almıştır. Sebebi benim de geceleri 4'lere kadar oturmam ve kimi zaman o saatte, yazıhanemden çıkıp eve dönmemdi. Fakat kızım doğunca İstanbul'un bu gece hayatı kapandı. Romanlarıma daha çok sabahlar hakim olmaya başladı; 'tek tük geçen arabalar ve eski otobüsler, poğaçacıya eşlik eden salepçinin kaldırıma konup kalkan güğümleri ve dolmuş durağının değnekçisinin düdüğü' vs.

Bu keyifli söyleşinin tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Devamını Oku

25 Eylül 2014 Perşembe

Yazıyla kendime terapi yaptım!

Yazarak sorunlarınızı çözebilir misiniz? Yazarak hayatınızda fark yaratabilir misiniz? Ben bunları deneyimledim ve yazarak sorunlarımı çözmeye, hayatımda değişim rüzgarlarını estirmeye başladım.

Yazıyla Terapi
İçinde pek çok yazarlık atölyesi barındıran Yazı Evi’nin yeni çalışmalarından biri olan Yazıyla Terapi’ye konuk olarak katıldım. Yazma eyleminin şifa gücüne dayanan çalışmanın amacını yazarak iç dünyamızla iletişim kurmak olarak özetleyebilirim. Ben bu çalışma sonunda diğer yönlerimi tanıdım, onlara kişilik kazandırdım ve onlarla yazarak nasıl iletişim kurulacağını öğrendim.

Sol elle yazmak ne zormuş
Çalışmada beni en çok şaşırtan ve heyecanlandıran alıştırma sağ el sol el alıştırması oldu. Önce sağ elle yani en çok kullandığımız elle içimdeki diğer kişiliğe yazarak sorular sordum, sol elle soru sorduğum kişilik cevap verdi. Bu arada kullanmadığını elle yazmak gerçekten çok zor. Yazarken kendimi ilkokulda yazmayı yeni öğrenen bir çocuk gibi hissettim. Bu çalışma içimde beni engelleyen, sorun yaratan ve hayatımdaki kararlara muhalefet eden parçamla müzakere etme şansını verdi.

Artık iç seslerimin bir kişiliği var!
Pek çok eğlenceli alıştırma yaptık, her alıştırma iç dünyamda yaşayan aslında kendim sandığım ama sadece benim bir parçam olan, benimle yolculuk eden, aldığım kararlarda, mutsuzluğumda payı olan diğer parçalarımla konuşma, iletişim kurma imkanını verdi. Yani hayatımda sorun yaratan, bana muhalefet eden seslerin bir kişiliği var artık. Şimdi onlarla yazarak konuşuyor ve onların kaygılarını dinleyip, onlarla müzakere edip sorunlarımı çözüyorum.

Haftalık bir çalışma olan ve çarşamba günleri Yazı Evi’nde Yeşim Cimcoz rehberliğinde yapılan Yazıyla Terapi çalışması 2 saat sürüyor. Siz de kendinizi keşfetmek, mutsuzluğunuza, sorunlarınıza yazarak çözüm bulmak istiyorsanız bu çalışmaya mutlaka katılın. 

Atölye bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.


Devamını Oku

12 Eylül 2014 Cuma

Yazı Evi’nin yeni yazarlık atölyeleri

Yeni yazarlık atölyeleri keşfetmeye ne dersiniz? Fantastik romandan fotoromana, hayalet yazarlıktan yazıyla terapiye, çizgi romandan tiyatro oyunu yazmaya kadar pek çok atölye ile sizi tanıştıracağım. Hazır mısınız? :)

Yeni yazarlık atölyeleri
Yaratıcı yazarlık atölyeleri arasında ayrı bir yeri olan Yeşim Cimcoz Yazı Evi, sonbaharı yeni atölyeleri ile karşılıyor. 15 Eylül'den itibaren açılacak olan atölyelerden 12’si yeni olmak üzere Yazı Evi’nde toplam 32 atölye bulunuyor. Edebiyatın hemen her türünde bir yazarlık atölyesi bulunan Yazı Evi’nde yeni açılan atölyeler ve onlar hakkında kısa bilgiler şöyle;

Fantastik Roman Atölyesi
Fantastik edebiyat tutkunlarına ve bu türde yazmak isteyenlere için kurgulanmış Fantastik Roman Atölyesi 4 hafta, haftada bir gün ve günde 2 saat olarak kurgulanmış. Fantastik edebiyat üzerine eser veren 4 yazar (Kutlukhan Kutlu, Yiğit Değer, Barış Müstecaplıoğlu, Hakan Bıçakçı) her hafta bir konu üzerine fantastik roman yazımı hakkında uygulamalı olarak bilgi veriyor. Fantazya ve Bilim Kurgu Sanatları Derneği (FABİSAD) üyeleri olan yazarların her hafta fantastik roman yazımının bir bölümünü anlatıyor.

Hayalet Yazarlık Atölyesi
Kendisi de bir hayalet yazar olan Füsun Çetinel yönetimindeki atölye kitap yazmak isteyen ancak yeterli donanıma sahip olamayanlara yazarlık yapacak kişilere hayalet yazarlık eğitimi veriyor.
Atölye bağımsız bir yazarlara, hayalet yazarak para kazanma yollarını anlatıyor. Ayrıca iyi bir okuyucuysanız, yazmayı seviyorsanız, cümleleriniz akıcı ve noktalama işaretleriniz yerindeyse, yazım hataları yapmıyorsanız, insan ilişkileriniz, gözlemleriniz kuvvetliyse, yeterli çalışma ve sabırla bu tür kişilere de hayalet yazarlık yapabilme yetisi kazandırıyor.

Yazının Gözü Yazarlık Atölyesi
Yazar Gönül Kıvılcım rehberliğindeki atölye yazının arka bahçesine keyifli bir yolculuğa çağırıyor sizi. Atölyede öykü ve romanlardan örneklerle yazının peyzajını, sözcüklerle ilişkimizi, edebiyatın olmazsa olmazları olan“dil duygusu”nu, “olay örgüsü”nü, “yazının gözü” gibi kavramları masaya yatırılıyor.

Yazıyla Terapi Atölyesi
Yazının iyileştirici yönüne odaklanan atölyede edebi bir eser çıkartma derdi yok. Atölyede kişinin sesinizi duyması, yazarak iyileştirmesi, yazdıklarını paylaşarak çoğalması, dengeye gelmesi hedefleniyor. Farklı bir tarzı olan atölyenin hayatınıza farklı bir anlam katacağını düşünüyorum.

Oyun Parkı Yazarlık Atölyesi
Yazar Nalan Barbarosoğlu yönetimindeki bu sıra dışı atölyede radyo ve tiyatro oyunu yazmanın tekniklerini, ruhunu deneyimleyeceksiniz. Oyun Parkı Yazarlık Atölyesi, radyo ve tiyatro oyunu sevenlere, beğeni ile izledikleri, dinledikleri oyunların nasıl yazıldığını anlatıyor. Bununla kalmıyor size oyun yazmanın sırlarını veriyor.

Fotoroman Atölyesi
Bir roman eşliğinde hayatınızı fotoğraflar eşliğinde tanımlamak kulağa hoş geliyor. Yalçın Savuran yönetimindeki Fotoroman Atölyesi’nde Italo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabı içindeki 10 roman başlangıcı katılımcılara yol gösteriyor. Bu roman başlangıçları eşliğinde hayatınızı fotoğraflandırıyorsunuz.

Çizgi Roman Atölyesi
Bu atölyeyi hiçbir yerde bulamazsınız. Çizgi roman yapmak isteyenler için çok özel bu atölyede öykü oluşturma, karakter oluşturma, çizgi roman senaryosu yazma, kompozisyon oluşturma ve eskiz oluşturma, çizim, balon ve metin kutularını yerleştirme gibi konular işleniyor.

Blog Yazarlığına Giriş Atölyesi
Mevcut blogu olup yazma konusunda sıkıntı çeken kişilerin ya da blog yazmak isteyen ancak blog yazısı nasıl yazılır bilmeyen insanlara göre kurgulanmış bir atölye. Uygulamalı bir atölye olan Blog Yazarlığı’nda blog yazısı yazmanın tekniklerini öğrenecek ve düşüncelerinizi, duygularınızı, anılarınızı ve yaşanmışlıklarınızı ilgi çekici yazılar haline getirmeyi deneyimleyeceksiniz.

Yazı Evi'nin yeni yazarlık atölyelerini buradan inceleyebilirsiniz.
Devamını Oku

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Yazarlar edebiyatı masaya yatırdı!

Selim İleri, MarioLevi ve Gül İrepoğlu Aykırı Sorular adlı programda Enver Aysever ile Türk edebiyatının merak edilen yönlerini konuştular.

Enver Aysever Aykırı Sorular
Geçen hafta (11 Temmuz Cuma) CNNTURK’te Enver Aysever’in sunduğu Aykırı Sorulara Gül İrepoğlu, Selim İleri ve Mario Levi katıldı. Türk edebiyatının dününü bugününü konuşulduğu programın başlangıcında geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Türk edebiyatının usta yazarı Leyla Erbil anıldı. Selim İleri, Mario Levi ve Enver Aysever Leyla Erbil ile ilgili anılarını anlattı.

Programda neler konuşuldu?
Programda konuşulan konular arasında İstanbul ve yazar arasındaki ilişki, gece ve yazar arasındaki ilişki, bellek ve yazar arasındaki ilişki, kadın yazar diye bir kavram var mı, hatırat niye yazılır, tarihi roman nedir gibi konulara yer verildi.

Devamını Oku

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Yazar ajanından edebiyata bakış!

Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Vedat Türkali’ye, Gündüz Vassaf’tan Ayfer Tunç’a, Ece Temelkuran’dan Aziz Nesin’e kadar pek çok yazarın telif haklarının temsilcisi olan Kalem Ajans kurucusu Nermin Mollaoğlu edebiyat dünyasını değerlendirdi.

Kalem Ajans Nermin Mollaoğlu
Akşam Gazetesi’nde Eyüp Tatlıpınar imzasıyla yayımlanan “Moda, yabancı dile çevrilen yazar olmak” başlığıyla yayımlanan röportajda edebiyat dünyasını ve kitap piyasasını değerlendiren Nermin Mollaoğlu, ilginç açıklamalarda bulundu. Mollaoğlu’nun röportajından bazı bölümler şöyle.

Darbelerde çeviri artıyor
“Türkiye, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana dünyada olup bitenlere çok açık ve çeviri oranı hep yüksek; yüzde 40’lardan aşağı inmiyor çevirilerin tüm kitaplar arasındaki oranı. İlginç biçimde darbe dönemlerinde bu oran artıyor. Mesela 12 Eylül’ün ardından yüzde 60’lara çıktığını görüyoruz.”

Orhan Pamuk gibi yazan yok mu?
“Türk edebiyatının bilinirliği 2007’den bu yana çok arttı. Orhan Pamuk’un Nobel almasının da bir etkisi var ama en önemli neden Kültür Bakanlığı’nın bu alandaki çalışmalarının artması... Bu işe ilk başladığımda örneğin Japonya’da ‘Türkiye’de hangi dili konuşuyorsunuz?’ gibi sorularla karşılaşıyordum. Bir yazarı çevirtmek istediğimde, “Orhan Pamuk gibi yazan yazarınız var mı? Onu çevirelim” diyorlardı.”

Toplumu eleştirmek hala çok popüler
“Yabancı dile çevrilmek için avantaj yaratan diğer bir durum anlatmak için eleştirel bir konu seçmek. Bunu yalnızca politik açıdan değerlendirmeyin. Örneğin baba-oğul arasında geçen iyi bir ilişkiyi anlatan kitap yerine, kızını döven bir baba hikâyesi yurtdışında daha çok satıyor. Türkiye’ye oryantalist bakış hâlâ güçlü. Bunda gerçeklik payı da var; çocuklarını, eşlerini döven baba epey fazla.”

Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Devamını Oku

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Hayalet / gölge yazar nedir, nasıl olunur?

İyi bir okuyucuysanız, yazmayı seviyorsanız, cümleleriniz akıcı ve noktalama işaretleriniz yerindeyse, yazım hataları yapmıyorsanız, insan ilişkileriniz, gözlemleriniz kuvvetliyse, yeterli çalışma ve sabırla siz de hayalet yazarlık yapabilirsiniz.

Hayalet yazar olmak nasıl olur?
Gölge yazarlık, bir kişinin isteği üzerine kitabının kişisel tercihleri doğrultusunda, anonim bir yazar tarafından kaleme alınmasıdır. Kitap, müşteriyle yakın bir diyalog kurularak yazılır ve bitiminde müşterinin mülkiyetine geçer. Kitabı yazan kişinin kimliği projenin başından sonuna kadar gizli tutulur. Kitap, bir nevi hayalet yazar tarafından yazılır.

Hayalet yazarlığın faydaları nelerdir?
  • Devamlı iş imkânı
  • Sürekli kazanç
  • Çeşitlilik
  • Özgürlük ve esneklik
  • Her yıl farklı bir proje
  • İş aramak için daha az, yazmak için daha çok zaman harcamak
  • Daha az projeyle daha çok para kazanmak
  • İsminiz ortada olmadığı için daha az "karalanma"
Hayalet yazar olmak istiyorsanız ayrıntılı bilgi buradan alabilirsiniz.
Devamını Oku

6 Temmuz 2014 Pazar

Ağustos’ta roman yazmaya ne dersiniz?

Ağustos ayı içinde yazı ve edebiyatla iç içe bir ortamda her gün roman yazmak ister misiniz? Eğer yazma konusunda sıkıntı çekiyor ve buna bir çözüm bulmak istiyorsanız bu imkanı mutlaka değerlendirin.

Bir Ay roman yazmak
Yaz dönemini yazarak geçirmek isteyenlere çok önemli bir imkandan bahsedeceğim bugün. Yeşim Cimcoz Yazı Evi Ağustos ayını roman yazma ayı olarak ilan etti. 1 – 31 Ağustos tarihleri arası pazar günleri hariç Yazı Evi Roman Yazma Ayı için açık olacak. Bu tarihlerde herkese 50,000 kelimeden oluşan bir kitap taslağı çıkartma hedefi konacak. Bir ayın sonunda kısa bir kitap özeti çıkartmış olacaksınız.

İyi yazma derdi yok!
Bir ay sürecinde kendinizden asla iyi bir kitap yazma beklentiniz olmasın. Öyle bir şey olmayacak. Belki korkunç yazılmış nefis bir fikir yaratacaksınız bu süreçte. Büyük bir ihtimalle henüz kendinize anlatmadığınız bir hikaye anlatılmış, kağıda aktarılmış olacaksınız. Size kalan onu süslemek olacak.

Roman yazma ayı ile ilgili ayrıntılı bilgiyi buradan bulabilirsiniz.
Devamını Oku

17 Haziran 2014 Salı

Yeni Sesler belli oldu

Dünya Yazarlar Birliği PEN'in genç kalemleri teşvik için düzenlediği Yeni Sesler edebiyat yarışması sürecinde Türkiye sonucu belli oldu.
Pen Türkiye
Tarık Günersel, Tülin Dursun, Yeşim Ağaoğlu ve Zeynep Aliye'den oluşan PEN Türkiye Jürisi 216 gencin ilettiği verimleri değerlendirdi. Buna göre Canan Akyüz'ün “Bekir'in İnsanları” adlı öyküsü ile İlker Ekici'nin “Hitler Fakülteye Girseydi Ne Olurdu?” adlı öyküsü seçildi. İki öykü Tarık Günersel tarafından İngilizceye çevrilerek Uluslararası PEN Jürisi'ne iletilecek. Sonuçlar Eylül sonu Kırgızistan'daki PEN Kongresi'nde açıklanacak.

Günersel: Yazmaya devam edin!
PEN Türkiye Yeni Sesler Jürisi adına bir açıklama yapan yazar Tarık Günersel şunları söyledi: “Katılan her genç şair ve yazara teşekkür ederiz. Pek çok parlak verim seçim sürecimizde keyifli bir zorluk yaşattı. Seçme sürecinde yazarlar hakkında doğum tarihleri dışında bilgi edinmedik. Katılan her gencin yazmaya devam etmesini dileriz.”

Yarışmada seçilen yazarlar hakkındaki kişisel bilgiler şöyle;

Canan Akyüz İlker Ekici
Canan Akyüz
1985 doğumlu, İstanbul Saint-Joseph Lisesi ile Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu. Çeşitli dergilerde öyküleri yayınlandı.

İlker Ekici
1986 doğumlu, Kocatepe Üniversitesi Kamu Yönetimi öğreniminden sonra Anadolu Üniversitesi’nde Sosyoloji okumaya başladı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik gönüllüsü olan Ekici’nin politikadergisi.com ile Sol gazetesinde yazıları yayınlandı.
Devamını Oku

14 Haziran 2014 Cumartesi

Çocuklar ve gençler için yazarlık atölyesi

Çocuk ve gençler için özel olarak kurgulanmış yazarlık atölyeleri yaz döneminde Yazı Evi’nde başlıyor.

Yazı Evi Çocuklar Yazarlık Atölyesi
Yazarlık tutkusunun hangi yaşta geleceği belli olmuyor. Bazen çocuk yaşta kelimelerin büyüsüne kapılıp yazmaya başlayan yazarlar gelecekte yazacakları öyküler, romanları yazmadan önce ilk denemelerini yapıyor. Bazen de çocuk yaşta veya gençlik döneminde yazmaya hevesi olan insanlar iyi bir yönlendirme ve olmadığı için yazmaktan vazgeçiyor.

Çocuklar için yazarlık atölyesi
Yazı Evi çocuklar için özel olarak kurguladığı yazarlık atölyesinde 9 - 13 yaş aralığındaki çocuklara yaz boyunca çocuk kitabı yazarı Gizem Pınar Karaboğa rehberliğinde yazarlık eğitimi veriyor. İlk kuru 24 Haziran - 3 Temmuz tarihleri arasında yapılacak Çocuklar İçin Yazarlık Atölyesi hakkında buradan ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Gençler İçin Yazarlık Atölyesi
Yazı Evi Genç Kalemler Yazarlık Atölyesi
Yazma yeteneği veya hevesi olan 14 - 17 yaş aralığındaki gençlere yaz boyunca yazarlık eğitmeni Yeşim Cimcoz rehberliğinde yazarlık eğitimi veriyor. 16 Haziran tarihinde başlayacak Gençler İçin Yazarlık Atölyesi hakkında ayrıntılı bilgiyi buradan alabilirsiniz.

Genç Kalemler Yazarlık Atölyesi
Yazar Nalan Barbarosoğlu yönetimindeki 18 yaş ve üzeri gençler için düzenlenen Genç Kalemler Yazarlık Atölyesi 8 hafta sürecek ve toplamda 24 saatlik bir eğitimi kapsıyor. Atölye boyunca Türk edebiyatının önde gelen yazarları Behçet Çelik, Sait Faik Abasıyanık, Sabahattin Kudret Aksal, Nezihe Meriç, Vüs’at O. Bener, Sabahattin Ali, Tarık Dursun K.‘nın eserleri incelenecek ve yazmanın sırları keşfedilecek. 16 Haziran haftası başlayacak atölye hakkında ayrıntılı bilgiyi buradan alabilirsiniz.
Devamını Oku
BlogOkulu Gadgets