1 Ağustos 2013 Perşembe

Elif Şafak: Depresyondan korkma!

Yazar Elif Şafak, The Telegraph'ın internet sitesinde yer alan metninde yazarlara 11 öneride bulunuyor. Önerilerden en dikkat çekici olanı ise “depresyondan korkma, o senin yolculuğunun ayrılmaz parçasıdır.”

Zaman zaman yazarların yazma ya da yaratıcı yazarlık ile ilgili önerilerini maddeler halinde karşımıza çıktığını görüyoruz. Elif Şafak da The Telegraph için yazarlar için ışık tutacak önerilerin yer aldığı bir metin kaleme almış. Kendi yazarlık yolculuğunda keşfettiği bu önerilerden beni en çok etkileyen depresyonla ilgili olan kısım oldu. Depresif bir hal her yazarın başına gelen, bazen onu engelleyen bir şey olmasına karşın derdi olan her yazarın kaçamadığı, belki de zorunlu bir hal. Bilmiyorum sizler yazarken böyle bir hal içine ne sıklıkla düşüyorsunuz ama depresyon bizim yoldaşımız sanırım. 
Elif Şafak'ın kaleme aldığı yazara önerileri şöyle:

Elif Şafak'tan yazara 11 öneri
  1. Yalnızlığa övgüdür yazmak. Dışa dönüklüğe karşı içe dönüklüğü, eğlenceye ve sosyalleşmeye karşı yalnız geçirilecek saatleri/günleri/haftaları/yılları seçmektir. Yazarlar iyi bir dedikodu ya da çılgın bir partinin tadını çıkarabilirler ara sıra ama yazma eylemi ve yaşamlarımızın merkezi saf yalnızlıktır.
  2. Yazmak ancak yazarak öğrenilebilir. Kulağa pek cazip gelen yetenek, sürecin yüzde 12'sinden fazlası değildir. Çalışmak işin yüzde 80'idir. Kalan yüzde 8, “şans” ve “zamanın ruhu”dur—kısaca, elimizde olmayan şeyler.
  3. Okuyun. Bolca okuyun. Ama hep aynı yazarları okumayın. Mümkünse geniş çaplı, ne bulursanız okuyun. Kurmaca, bir işleve indirgenemez.
  4. Okumayı seveceğiniz kitabı yazın. Eğer yazdığınız şeyden zevk alıyorsanız (bu onu yazarken sıkıntı çekmediğiniz anlamına gelmez) muhtemelen insanlar da kitabı okurken aynı şekilde hissedecektir. Yazar ve hikâyesi arasında bir aşk ilişkisi yoksa okurla o hikâye arasında da bir aşk yok demektir.
  5. Depresyondan korkmayın. Yolculuğun ayrılmaz parçasıdır o. Ama depresyonu romantikleştirmemeye de dikkat edin. İstediği zaman gelip giden özgür ruhlu, güvenilmez bir dost olarak görün onu.
  6. Kendinize karşı acımasız olun. Kesin. Yıkın. Değiştirin. Sayfaları bütün olarak çıkartın. Kötü yazı kötü ilişki gibidir. Sırf içli dışlı olduğunuz için müptelası olmayın onun. Atın gitsin.
  7. Karakterlerinize karşı acımasız olmayın ama. Hor görmeyin onları. İşimiz karakterlerimizi yargılamak değil onları anlamak ve diğer insanların anlamasını sağlamaktır. Empati, anahtar sözcüktür.
  8. Her ne yaparsanız yapın, yazdığınız romanın konusu üzerine konuşmayın. Ajanınız ya da yayıncınızla yiyeceğiniz yemeğin keyfini kaçırmaktan başka işe yaramayacaktır bu. Ne üzerinde çalıştığınızı soruşturduklarında şarabınızdan bir yudum alın ve herhangi bir ipucu vermeyecek ama evrenin gizli güçlerini harekete geçirmeksizin meraklarını uyandırmaya yetecek kadar örtülü birkaç sözcük çıksın ağzınızdan. Bol şans!
  9. Okurları unutun. Eleştirmenleri unutun. Herkesi unutun. Aslına bakarsanız dışarıda bir dünyanın var olduğunu unutun.
  10. Tıkanma diye bir şey yoktur. Yine de eğer esininiz tükendiyse İstanbul'a gidin, şehrin kaosu içinde birkaç gün geçirin: gözleyin, dinleyin, martıları besleyin ve aynı anda küçüldüğünüzü ve büyüdüğünüzü hissedin.
  11. Nihayet, sözünü ettiğim kuralların her birini görmezden gelin. Yazmanın kuralı yoktur. Onun güzelliğidir bu. Kimsenin bizden almasına izin vermememiz gereken özgürlüğün ta kendisidir.

0 yorum:

Yorum Gönder

BlogOkulu Gadgets