7 Mart 2013 Perşembe

Gülsoy: içinize baktıgınızda orada herkesi bulabilirsiniz!

Günümüzün yazar eğitmenlerinden olan Murat Gülsoy, yaratıcı yazarlık alanına ilgi duyan edebiyat gönüllülerine yol gösteren önemli ipuçları verdi. 

BUMED Yazarlık Kursu Eğitmeni Murat Gülsoy
Boğaziçi Mezunlar Derneği Yaratıcı Yazarlık Kursu eğitmeni ve yazar Murat Gülsoy, edebiyata ve yazarlığa ilişkin düşüncelerini paylaştığı 24 televizyonunda yayımlanan Yazının Ustaları adlı programa konuk oldu. Gülsoy, söyleşide bir insanın bütün insanlığın özetini içinde taşıdığını belirterek “Dostoyevski Suç ve Ceza adlı eserinde ustalıkla bir katili, onun ruh durumunu, türler ürpertici bir cinayeti yazdı, ama hiç cinayet işlemedi. Bu durum içe bakış ile ilgili. İçinize baktığınızda orada herkesi bulabilirsiniz. Çünkü birey olarak insanın herkes olma potansiyeli var. Siz yazdığınız kişilerin deneyimini hissetmiyorsanız iki boyutlu karikatür bir metin yazmış olursunuz. Bunu da okur anlar zaten. Yazdığınız cümlelerin güzel olsun diye yazılmış hissi verir. Gerçek edebiyat metni cümleleri size unutturur, cümlelerin arkasındaki dünyayı göstermeye başlar” dedi. 

Resim sanatı ile roman - öykü arasındaki bağ

Öykü, roman yazan edebiyatçıların resim sanatıyla özel bir bağı olduğunu vurgulayan Gülsoy, bunun nedeni olarak edebiyatın amacının bir temsil ya da dünya yaratmak aynı zamanda onu gösterebilmek olduğunu söyledi. Gülsoy resim sanatı ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında yazar olarak o göstereceğimiz dünyayı çok farklı bakış açıları ile ressamlar gösteriyorlar. Yazarın da ressamın da amacı aynı, sanatçının yaratmakta olduğu dünyayı temsil etmek. Temsil edebilmek demek onu anladığımızı başkalarına gösterebilmek demek”

Sanatın iki bileşeni: Temsil ve oyun

Sanat kavramının iki bileşeni olduğunu anlatan Gülsoy, bunlardan birinin temsil diğerinin de oyun olduğunu söyledi. Edebiyatçının okuru, izleyiciyi bir oyuna davet etmesinin zorunlu olduğunu ifade eden Gülsoy, “Oyun dediğimiz de tekrar eden temalar ve yapılar demektir. Bu nedenle metinde bir mimari kurulur ve bu yüzden bir olay örgüsüne ihtiyaç duyarız. Aynı zamanda bu sayede takip edebiliriz ve biz de o oyunun içerisine katılabiliriz. Sadece oyun değildir ama oyunlu bir tarafı, izleyebildiğimiz bir tarafı vardır” dedi. 


İlham ve iç gözlem ilişkisi!

Sanatla uğraşanların ya da yazar olmaya niyetlenen insanların bir türlü çözemedikleri muammalardan biri olan ilham konusuna da bir açıklama getiren Gülsoy, ilhamın aslında pek çok kez geldiğini ancak insanların gelişini fark edemediğini söyledi. Hayattaki her şeyin ilham kaynağı olabileceğini vurgulayan Gülsoy, “Önemli olan bunun farkına varabilmek ve bunu bir sanat yapıtına dönüştürebilmek. Farkına varmak iç gözlemle olan bir şey. İç gözlem, insanın kendi içini izlemeyi, görmeyi öğrenmesi gerekiyor. Bu çok kolay bir şey değil kuşkusuz ama bizim yaratıcılığımızın kaynağında kendi bilinç dışı süreçlerimiz var. Biz onları tabi ki farkında değiliz o yüzden bize gökten zembille inmiş, kulağımıza fısıldanmış gibi geliyor. Ama aslında ilham aynen rüyalarda olduğu gibi bilincimizin benliğimizin farklı katmanlarının ürettiği ve onlardan sızan bir şeyler bunlar” dedi.  

Söyleşi sonunda okuyucular için kitap önerileri sorulan Murat Gülsoy şu isimleri saydı: Dava (Kafka), 1984 (George Orwell), Don Kişot (Cervantes)

Murat Gülsoy’un söyleşinin tamamını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.



0 yorum:

Yorum Gönder

BlogOkulu Gadgets