5 Mart 2013 Salı

Yazarlık kursları protesto edildi!

ABD'nin Pensilvanya eyaletinde 190 yazar ve öğretmen yaratıcı yazarlık kurslarını protesto etti. Haberin ayrıntıları ve üzerine düşündüklerimi sizinle paylaşıyorum.

Yazarlık kursları protesto edildi
Yaratıcı yazarlık hakkında haber kaynaklarını tararken karşıma ilginç bir protesto çıktı. 2011 yılından yayımlanan bir habere göre 190 yazar ve öğretmen yazarlık kurslarının aldatıcı olduğunu, edebiyatı yönden etkilediğini düşünüyordu. Protesto gösterisini düzenleyen sivil toplum kuruluşunun başkanı olan Ulusal Kitap Ödülü sahibi Amerikalı yazar Bob Shacochis, yazarlık kurslarının  metodolojik açıdan aşırı banal, oldukça yanıltıcı, aldatıcı ve kötü olduğunu söylerek ısmarlama yazar olunamayacağını, yaratıcı yazarlık kurslarının kişileri ısmarlama yazarlığa yönlendirdiğini iddia ediyor. 

Yazarlık kursları anlaşılır tuhaflık mı?
Yine aynı haberde Bob Shacochis, yaratıcı yazarlık kurslarının var olduğu bir ülkede edebiyattan söz edilemeyeceğine vurgu yapıyor. Yazarlığın doğal seyrinde akması gereken bir hayat biçimi olduğunu ifade eden Shacochis, sözlerini söyle noktalıyor: "Göz önündeki tuhaflıklara biz ‘Anlaşılır Tuhaflıklar’ diyoruz. Ve bu anlaşılır tuhaflıkların çirkinliğinden bahsediyoruz. Yaratıcı yazarlık kursları da anlaşılır tuhaflıktır. İnsanların en fazla aldatılmaya müsait yönleri anlaşılır tuhaflıklara çabuk kanmalarıdır. Tuhaflıklar, genellikle anlaşılır kılınarak inandırıcılık kazanırlar."

Bilgi tek başına yeterli mi?
Amerikalı yazarın özellikle "yazarlığın doğal seyri içinde akması" sözüne katılıyorum. Yaratıcı yazarlık kursları ya da kitapları bizleri teknik olarak bilgilendirirken kişi olarak yazarlığın doğasından kopuyor olabiliriz, kendi başımıza uzun uğraşlar ve deneyimler sonucu keşfedeceğimiz pek çok yararlı bilgiyi kısa sürede, özümsemeden, hazır olarak elde ediyoruz. Bilginin insan yaşamında çok önemli bir yeri olduğu kanıksanamaz ancak duygu ile harmanlanmamış, yaşamsal deneyimlerle donatılmamış teknik bilginin ne kadar uygulanabilir olduğu ya da bu uygulama sonucunda nitelikli ürünler ortaya çıkıp çıkmayacağı tartışma konusu.

Yazarlık okula sığar mı?
Okul kavramının bile tek tip insan yetiştirdiği, yaratıcılığı öldürdüğü ve belli metotları baz alan toplu eğitimin ezberci ve düşünemeyen bireyleri yarattığı tartışılırken yazarlık gibi özgür bir ruh, düşünce ve yaşam şekli isteyen bir uğraşının okul, atölye gibi bir kalıba sığdırılıp güdükleştirilmesi edebiyata ne kadar faydalı olabilir?

Akdemiden yaratıcı çıkar mı?
Yazarlık okullarında benzer süreçlerden geçen yazar adayları tıpkı bir fabrika gibi standart ürünler mi verecek? Yoksa içlerinden bazıları elde ettiği bu bilgiyi kendi yaşamının can suyu ile büyütüp ortaya benzersiz bir edebiyat ürünü, akımı veya eserini mi çıkaracak? Bunu zaman gösterecek sanırım.
Yaratıcılıkla ilgili çok bilinen bir tespiti burada yinelemek isterim: Dünyayı değiştiren pek çok mucit, bilim adamı, düşünür ve yazar akademiden çıkmamıştır.

0 yorum:

Yorum Gönder

BlogOkulu Gadgets