29 Nisan 2013 Pazartesi

Yaratıcı yazarlık kavramına karşı çıkmak yersizdir!

Bilgi Yaratıcı Yazarlık Kulübü tarafından düzenlenen “Yaratıcı Yazarlık Nedir, Ne Değildir?” sempozyumunda konuşan yazar Pınar Kür, yaratıcı yazarlığa karşı olma halini bir benzetmeyle açıklayarak “Ferhan Şensoy’un ünlü oyunundaki ‘Kahraman Bakkal Süper Markete Karşı’ sözündeki karşıtlık gibidir ve kanımca yersizdir” dedi.

Bilgi Üniversitesi Yaratıcı Yazarlık Sempozyumu
Yaratıcı yazarlık alanında pek sık rastlanmayan bir etkinlikten, Bilgi Üniversitesi Yaratıcı Yazarlık Kulübü’nün düzenlediği yaratıcı yazarlık sempozyumundan bahsedeceğim. Semih Gümüş ve Murat Belge’nin son anda katılımlarının iptal olması nedeniyle Pınar Kür, Gülayşe Koçak, Bülent Somay ve Murat Gülsoy’un katılımıyla gerçekleşti.
Sempozyumun yöneticisi Bilgi Yaratıcı Yazarlık Kulübü Başkanı Özge Yerlikaya, etkinliği düzenleme nedeni olarak Varlık dergisinin 2013 Şubat sayısındaki inceleme konusu olan “Yaratıcı Yazarlık” çerçevesinde Mesut Varlık tarafından kaleme alınan eleştirel yazı olduğunu söyledi. Bu çerçevede yaratıcı yazarlık kavramının taraflarca tartışılmasının en doğru yöntem olduğunu ve bu nedenle sempozyumda karşıt düşüncedeki kişileri bir araya getirdiklerini dile getirdi.
Ardından sempozyumun ilk oturumunda Pınar Kür ve Ayşegül Koçak, yaratıcı yazarlık ve bunun yanında atölyelerin varlığını savunan kişiler olarak düşüncelerini aktardılar.

Pınar Kür: Edebiyat ve yaratıcı yazarlık birbirine karşı değil!
Pınar Kür Varlık Dergisi’nde Mesut Varlık’ın yazısındaki yaratıcı yazarlık kavramına ilişkin eleştirel düşünceleri hatırlatılınca “Yaratıcı yazarlık kavramına karşı çıkmak Ferhan Şensoy’un deyimine göre “Kahraman Bakkal Süper Markete Karşı” sözündeki karşıtlık gibidir ve kanımca yersizdir. Yaratıcı yazarlık atölyesinde uzun yıllar eğitim verem bir yazar olarak yaratıcı yazarlık edebiyat yapmalıdır fikrindeyim. Edebiyat ve yaratıcı yazarlık kavramları birbirine karşı değil, birbirlerini ekarte etmiyor” dedi.

Atölyelerden yazar çıkar!
Edebiyat çevrelerinde çok sık dile getirilen “Yaratıcı yazarlık atölyelerinde eğitim alanlar arasında yazar olan var mı?” eleştirisine de yanıt veren Pınar Kür “Her konservatuar okuyan öğrenci de sanatçı mı oluyor? Yaratıcı yazarlık kursları da böyle. Ayrıca benim yaratıcı yazarlık atölyesi öğrencilerimden olan Ayşe Sarısayın Sait Faik Edebiyat Armağanı ödülü aldı. Tıpkı bunun gibi başka öğrencilerim de çeşitli ödüller aldı. Yaratıcı yazarlık atölyelerinden yazar çıkmıyor sözü gerçeği yansıtmıyor” dedi.

Yazar olmak isteyenin bir itirazı olmalı!
Yazar olma yolunda atölyesine gelen öğrencilerine edebiyatçı olan kişinin dünyaya, hayata bir itirazı olması gerektiğini söylediğini belirten Pınar Kür, “Dünyayla ve kendisiyle barışık yazar olmaz. Yazarın mutlaka bir derdi ve bu derde paralel bir itirazı olmalı. İlk derste öğrencilerime -Ben bu atölyede disiplin ve teknik öğretiyorum. Yazar olmak sizin uğraşınıza ve yazarlığa olan bağlılığınıza bağlı- sözünü söylüyorum” dedi.

Gülayşe Koçak: Yazma utangaçlığı aşılmalı
Sabancı Üniversitesi bünyesinde verdiği yaratıcı yazarlık eğitiminden bahseden Gülşayşe Koçak yaratıcı yazarlık eğitiminin en önemli aşamasının yazma utangaçlığını aşmak olduğunu söyledi.
Dil ifade etme aracıdır. Ayrıca düşünceyi geliştirir. Yeni kelime öğrendiğimizde beynimizin işleyişini ve zihni değiştirir. Dilin kullanımı yazar olma yolunda önemli ama yaratıcı düşünceyi geliştirmez. Bunun yanında yaratıcı yazarlık atölye çalışmalarında çok sık rastlanan durumlarından birinin de sıradanlık hali olduğunu belirterek “Diğer bir değişle edebiyat paralamak. Sıradan, klişe cümlelerle yazı yazmak bir alışkanlık haline gelmiş. Yaratıcı yazarlık çalışması belirli kalıpların dışın çıkarak farklı bakış açıları bulmak ve yaratıcı düşünmeye teşvik etmek konusunda ön ayak oluyor ve sorunu aşmada önemli görev üstleniyor” dedi.

Ezberci eğitim yaratıcılığı ve dili köreltiyor
Ezberci eğitimin dili ve yaratıcılığı körelttiğini vurgulayan Gülayşe Koçak, “Eğitim sistemi dili güdükleştiriyor. Ezberci eğitim ihtiyaçlarımızı dile getirmeyi ve ifade gücümüzü zayıflatıyor. Ezberci eğitim beyni köreltiyor ve haliyle yazma becerimiz ve yaratıcı düşünce yetimizi de köreliyor. Ayrıca önyargılarımız (önceden öğrenilmiş bilgiler) yaratıcı düşünme yetimize ket vuruyor, adeta akıl tutulması yaşıyoruz. Ezberi bozmak lazım, doğru - yanlış kavramlarının dışına çıkıp düşünme sistemimizi değiştirmeliyiz” dedi.

Mükemmeliyetçilik yerine hata yapma olasılığı
Yaratıcı yazarlık konusunda beğenme beğenmeme ekseninden de kurtulmamız gerektiğini belirten Gülayşe Koçak “Çünkü beğeni çok subjektif bir seçimdir. Önemli olan yazdığımız metnin yaratıcılığa ya da kurmacaya ne kadar denk düştüğüdür. Yazarken mükemmeliyetçi düşünmek yerine hata yapabilme seçeneğimizin olduğun daima akılda tutmak gerekir. İlk metinler her zaman kusurludur ama ilk metinler bize üzerinde çalışma fırsatı verecek malzemeyi sağlar. Haldır haldır, akla ket vurmadan yazmak lazım. Böyle yazmak utangaçlığımızı üzerimizden atar” dedi.

0 yorum:

Yorum Gönder

BlogOkulu Gadgets