9 Mayıs 2013 Perşembe

Günümüzde edebiyat yapma isteği daha düşüktür!

Sokak Kitapları Yayınları yazarlarından Uğur Ziya Şimşek’e ait Öykü ve Roman Yazma Sanatı adlı makalenin üçüncü bölümünde romanın geçirdiği evrim sürecini anlatıyor ve yazar adaylarına önemli ipuçları veriyor. Şimşek, günümüzde edebiyat yapma isteğinin düşük seviyede olduğunu ancak anlatımı hızlandırmanın daha ön planda olduğunu söylüyor.

19. yüzyıl romancılarının muhatap oldukları kitle ile günümüzün romancısının okur kitlesi birbirinden çok farklı dinamiklere sahiptir. Tolstoy, Balzac, Zola, Dostoyevski, Turgenyev gibi romancılar daha durağan bir anlatım kullanmışlar ve tuğla kalınlığında romanlar yazmışlardır. Bu günün romanlarında edebiyat yapma isteği daha düşük seviyededir ve anlatımı hızlandırmak daha ön plandadır. 19.yy dünyası ile günümüzün dünyası arasında önemli farklılıklar vardır. 19. yüzyılda radyo, televizyon, internet, msn, facebook gibi argümanlar yoktu. İnsanların zaman geçirme alternatifleri günümüze göre daha sınırlıydı. O zamanların hayatı daha durağan akıyordu. Şimdi ise fazlasıyla hızlı. Bir sevgili, mektup yazıp aylarca sabırla yanıt gelmesini beklerken şimdi mesajıma niçin bir saat geç yanıt verdin diye ilişkiler noktalanıyor. Sosyal ilişkilerimizin değişimi elbette roman sanatını da etkiliyor. Ancak şu gözden kaçırılmamalıdır ki roman ile ilgili bir değişim olsa da aklın yolu birdir. Temel esaslarda önemli bir süreklilik vardır. Giriş, gelişme, sonuç; kurgu hatalarının olmaması, karakterlerdeki canlılık, kıvrak bir zeka hala çok önemli unsurlardır. Değişen şey biraz daha dinamik ve kısa anlatımdır.

Yazarların yüzde 90’ının ilk kitabı basılmaz!
Roman yazmak isteyen ve iyi bir romancı olmak isteyen kişinin roman sanatındaki değişimleri takip etmesi dışında dışa açık bir yaşam sürmesi de önemlidir. Dünyayı takip etmeli insanlığın gidişatını analiz etmelidir. Bu sayede kendisini sürekli yeniler ve güncel tutar. Yazar adaylarını kaygıya düşüren önemli unsurlardan biri de yazdıkları romanla ilgili yüksek beklentilerinin derhal gerçekleşmesini istemeleridir. Çok uç örnekler dışında ilk romanıyla yüz binlerce satış rakamlarını yakalamış yazarlara pek rastlayamayız. Hatta yazarların yüzde doksanının ilk kitabı basılmaz bile. Büyük çoğunluğu yayınevlerinin umursamaz ve zorlu değerlendirme koşulları içinde yitip giderler. Eğer hobi için roman yazıyorsanız bu durumda ısrarla devam etmenizi öneremem ancak amacınız hayatınızı edebiyata vakfetmekse bu zorluk sizi yıldırmamalıdır. İlk kitabınız beğenilmeyebilir. Basılmayabilir, basılır ama satılmayabilir. Bunların hepsi ihtimaller dâhilindedir. Önemli olan sizin yılmadan yazma kalitenizi yükselterek çalışmaya devam etmenizdir. Eğer para ve şöhret için yazıyorsak bu pek akıllıca olmaz. Çünkü para için seçeceğimiz birçok kestirme yol varken bu zorlu, çileli yola girmemizin bir anlamı yoktur. Eğer amacımız salt şöhret değilse, para değilse, sırf yazmanın güzelliği için dahi devam etmeye değer.

Yazarlık teknikleri öğrenmek Dostoyevski yaratmaz!
Roman yazmayı öğretmek, bazı ipuçları sunmak ve önemli teknikleri göstermektir. Aslında diğer alanlarda da böyledir. Matematik fakülteleri her öğrencisini nasıl ki matematik dahisi yapamıyorsa, fizik fakülteleri her öğrencisinden bir Einstein çıkartamıyorsa, yazarlık teknikleri öğretileri de Dostoyevski olma garantili değildir. Gerek bu anlatı gerek diğer kitaplar teknik bilgileri temel olarak verir. Derinleşmeyi sağlayacak olan sizlersiniz. Bu anlatılar ağrı kesici hap gibi değerlendirilmemelidir. Önemli romanlar yazmanın büyük bir yazar olmanın bir diğer koşulu da hayat birikiminin yüksekliğidir. Dostoyevski, Karamazof Kardeşler’i on sekiz yaşındayken yazamazdı. Çünkü Karamazof Kardeşler’de anlatılan insan ilişkilerinin derinliğini, Rusya’nın o dönemdeki yapısını, o yaşta analiz edemez, düşünemezdi.

Not almayı unutmayın
Bir yazarın dikkat etmesi gereken en önemli nokta alakasız yerlerde aklına gelen güzel fikirleri hemen not defterine kaydetmesidir. Bu yattıktan sonra olduysa ışığı açmanızda ve not etmenizde yine büyük fayda vardır. Not edilmeyen fikirler genelde arkalarında esrarengiz bir sis bırakarak yok olurlar. Ne kadar da zorlasanız o ilk baştaki heyecanlı ve bütünsel yapı gözünüzün önünde canlanmaz. Bunu bir alışkanlık haline getirmek çok faydalıdır. Gördüğünüz ilginç olayları, sizi etkileyen sözleri, aklınızda biranda beliriveren etkili bir cümleyi not etmediğiniz takdirde ilham perisini küstürürsünüz ve zamanla kapınızı daha az çalmaya başlar.

0 yorum:

Yorum Gönder

BlogOkulu Gadgets