12 Aralık 2013 Perşembe

On üç maddede yazarlık tekniği

Walter Benjamin’e göre kötü yazar, kendini aklına gelen birçok şeyin peşinde helak eden kişidir; iyi yazar ise düşündüğünü soğukkanlılıkla söyler ve "Hiçbir zaman düşündüğünden daha fazlasını söylemez, yazdıkları da onun kendisine değil, sadece söylemek istediği şeye yarar”.

Yazarlık tekniği üzerine
Yaratıcı yazarlık derslerinin, atölye çalışmalarının ve sertifika programlarının, buna paralel olarak yeni yazar sayısının da hızla arttığı günümüzde, Nasıl yazmalı? sorusuyla artık daha fazla karşılaşıyoruz. Yaratıcı yazarlık kitaplarında bol bol okuduğumuz tekniklere ek olarak, kendi deneyimlerini ve yöntemlerini okuyucuyla paylaşan yazarlar da mevcut. Mimari, sanat yapıtı ve fotoğraf başta olmak üzere yaratı alanının birçok farklı başlığı üzerine denemeler yazan Alman düşünür Walter Benjamin de kendi yazarlık tekniğini 13 maddede sıralamış. Benjamin’e göre iyi bir yazar olmanın yolu, ilhamın gelmesini beklemeden, sadece yazmaktan geçiyor:
  1. Büyücek bir eseri kaleme almaya girişen kimse kendini hoş tutmalı ve günlük yazacağı kadarını bitirdikten sonra kendine, yazmayı sürdürmesini engellemeyecek her şeyi bahşedebilmelidir.
  2. İstiyorsan, yapıp bitirdiğin işten başkalarına söz et, ama çalışma sürdükçe bir yerlerini okuma. Bu yoldan kazanacağın her hoşnutluk çalışma hızını kesecektir. Bu düzene uyulursa zamanla artacak olan kendini anlatma isteği gittikçe, çalışmanın tamamlanmasına yarayan ek bir itici güç olacaktır.
  3. Çalışma çevresi konusunda gündelik hayatın orta-kararlığından kaçınmaya çalış. Adi gürültülerin eşlik etiği bir yarı-sessizlik onur kırıcıdır. Buna karşılık bir müzik etüdünün ya da iş hayatından gelen bir ses kargaşasının eşliği, tıpkı gecenin kulakla duyulur sessizliği kadar yararlı olabilir. Böyle sessizlik insanın içindeki kulağı keskinleştirirse, o iç kulak kendi yoğunluğu sayesinde en sıradışı gürültüleri bile silip geçen bir söyleyişin mihenk taşı haline gelir.
  4. Sıradan el araçları kullanmaktan kaçın. İnce eleyip sık dokuyarak belli kağıtlar, kalem uçları, mürekkeplerde ısrar etmek yararlı olur. Bu araçların lüksü aranmayabilir, ama bolluğu olmasa olmaz.
  5. Kafandan hiçbir düşüncenin tebdilikıyafet geçmesine izin verme ve not defterini Emniyet’in yabancı uyruklular kayıtlarında gösterdiği sıkılıkla tut.
  6. Kalemini ilhama karşı duyarsız kıl, o zaman mıknatıs gücüyle çekecektir kendisine ilhamı. Aklına gelen bir şeyi yazmakta ne kadar düşünceli bir çekingenlik gösterirsen, o ölçüde gelişip olgunlaşmış biçimde, gelip ellerine düşecektir. Söz düşünceyi fetheder, oysa yazı egemenliğine alır.
  7. Hiçbir zaman, aklına bir şey gelmez olduğu için yazmayı bırakma. Edebiyatçı onurunun bir buyruğu, yazmayı ancak ya uyulacak bir saat geldiğinde (yemek zamanı, bir buluşma) ya da eser bittiğinde kesmek yolundadır.
  8. İlhamın gelmediği zamanı yaptığın işi temize çekerek doldur. Sezgi bu sırada uyanacaktır.
  9. Nulla dies sine linea – ama haftalar, pekâlâ geçebilir.
  10. Bir esere hiçbir zaman, üzerinde bir kere akşamdan gün aydınlanana kadar oturup çalışmadan bitmiş gözüyle bakma.
  11. Eserin sonunu alıştığın çalışma odasında yazma. Gereken cesareti orada toplayamazsın.
  12. Yazıya geçirmenin evreleri: düşünce – üslup – yazı. Temize çekmenin anlamı, dikkatin bu sırada artık yazı güzelliğinde toplanmasıdır. Düşünce ilhamı öldürür, üslup düşünceye gem vurur, yazı üslubu ödüllendirir.
  13. Eser tasarımın ölü maskıdır.
Kaynak: Walter Benjamin, Tek Yön, (Çev.:Tevfik Turan), YKY, İstanbul, 2005, s. 35-36.
Bu makale Sanat Blog dan alınmıştır.

0 yorum:

Yorum Gönder

BlogOkulu Gadgets